7 Şubat 2015 Cumartesi

YAŞAYAN GEÇMİŞ: RAHMİ KOÇ MÜZESİ

   Haliç’in kıyısında sanayi, ulaşım ve iletişim tarihine ışık tutan, koleksiyonerlikte ismini fazlasıyla duyduğumuz, içerisine girdiğiniz anda yeni keşiflere yol aralayan bir müze. Barındırdığı tarih, kültür ve sanatıyla zengin çeşitliliğe sahip olan bir mekân: Rahmi Koç Müzesi.
Koleksiyonunda neler mi var? Minyatür trenlerden buharlı araçlara, film makinelerinden klasik otomobillere, zeytinyağı fabrikasından maketlere, motorlardan ve tramvaylara kadar birçok asırlık ürün.
  Müzenin içerdiği bilgi birikiminden faydalanırken aynı zamanda eğlenceli saatler geçireceksiniz. Her bölümde sunduğu parçalarla ziyaretçileri farklı dönemlerde yaşatıp bambaşka duygularla sarmalayacak olan müzenin koridorları arasında kaybolacak ve bunu pek de umursamayacaksınız. İçerdiği ürünlerle sizi hayretlere düşürecek, ayrılırken tekrar ziyaret etmeniz gerektiğini düşündürecek olan Rahmi Koç Müzesi’nde gezintiye çıkmaya hazır mısınız?


  Makinelerin Dünyası
 İletişim, ulaşım ve endüstrinin yanında birçok alanda parlamış olan Rahmi Koç Müzesi adından sıkça bahsettirmiş önemli müzelerden biridir. Bulunduğu konum ve ev sahipliği yaptığı köklü tarihe dayanan binasıyla da büyük bir önem arz etmektedir. Haliç’in kuzey yakasındaki Hasköy semtinde yer alan müze ilk defa 1994 yılında ziyarete açılmış, o günden bugüne koleksiyonu sürekli zenginleştirilmiştir. Şu an yaklaşık olarak 27 bin metrekarelik alana yerleşmiş olan mekânda tarihi Lengerhane Binası, tarihi Hasköy Tersanesi, Açık Hava Sergileme Alanı olmak üzere üç bölüm yer almaktadır.
 Öncelikle müzenin ilk bölümü olan tarihi Lengerhane Binası’ndan biraz bahsedelim. ‘Lenger’ Osmanlılarda gemiyi sabitlemek için denize atılarak kullanılan demir çapaya verilen isimdir. Lengerhane ise bunların üretildiği yer anlamına gelmektedir. Kuruluşu Sultan III. Ahmet dönemine uzanan Lengerhane Binası, 1991 yılında Rahmi M. Koç Müzecilik Vakfı tarafından alınmış ve gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarının ardından 1994 yılında müze ilgililerine kapılarını aralamıştır.


 Rahmi Koç Müzesi’nin ilk binası olma ayrıcalığını da taşıyan Lengerhane bir süre sonra koleksiyonun sergilenmesi için yeterli alana sahip olmadığından müze alanına sığmamış, hemen karşısında yer alan ve zamanında Şirket-i Hayriye’nin gemilerinin bakım ve onarımı için kullanılan Hasköy Tersanesine alınmıştır. Bu tersane de gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarıyla 2001 yılında Rahmi Koç Müzesi’ne dahil edilmiştir.
 Müzenin Açık Hava Sergileme Alanı’nda da diğer bölümlerde sergilenmesi zor ve oldukça büyük olan ürünler yer almakta. Bunlar arasında Turgut Alp Vinci, tarihin belirli dönemlerinde işlemiş olan canlandırma dükkânlar, Saltanat Vagonu, askeri uçaklar, ilk atlı tramvay,  gemi ve denizaltılar bulunuyor.
 Hasköy Tersanesi’nin bölümlerinden biri olan klasik otomobiller ise en çok rağbet görenler arasında yer alıyor. Zemin katta bulunan bölümün koleksiyonunda 2. Dünya Savaşı sonrası döneme ait otomobillerin yanı sıra yerli ve yabancı marka araçlara da rastlamak mümkün. Tarih tutkunları tarafından büyük ilgi gören ve 1. Dünya Savaşı'nda Müttefik Kuvvetler ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki savaşlarda kullanılan Albion Röntgen Arabası da burada sergileniyor. Yine müzenin en değerli parçalarından biri olarak kabul edilen ve at arabasına benzeyen formuyla Malden Buharlı Otomobili de bu bölümde konumlandırılmış. Klasik otomobiller bölümünde sergilenenler arasında görkemli Magirus İtfaiye Aracı, 1908 yapımı Model Ford T ve 1965 Rolls Royce Silver otomobilleri de göze çarpıyor. Oldukça zengin bir içeriğe sahip olan ve meraklılarının da büyük bir itinayla inceleyeceği bu bölümün ardından, bisikletlerden buharlı makinelere, ilk tekerleklerden kağnılara kadar birçok ürün sizleri bekliyor.


 En çok etkileneceğinizi umduğumuz bölümlerden olan canlandırma zeytinyağı fabrikası, Ege Bölgesi’ndeki doğal bir yağ fabrikasından derlenen parçalarla ortaya çıkmış. Burada zeytinlerin hangi işlemlerden geçtiğini aşama aşama seyredebileceğiniz, tam bir doğal yağ fabrikası görseli sizlere sunuluyor. Fabrikada zeytin küspelerinin işlenmesinden yağlarının çıkarılarak şişelere doldurulma sürecine kadar tüm aşamaları yakından gözlemleyeceksiniz.
 Müze içerisinde bir bölüm var ki belki de en yoğun ilgiyi topluyor: Selçuk-Efes-Meryem Ana motifi içerisinde sergilenen minyatür trenler. Tüm koridor boyunca yer alan minyatür modelleme çalışması,  bölgeye ve çevre yaşantısına dair gerçekçi bir izlenim sunuyor. Tasarımında sonbahar renklerinin hakim olduğu minyatürün ortasından geçen demiryolu hattı ve üzerinde hareket halinde olan tren, ağaçlar, binalar arasındaki insan figürleri gündelik yaşamları içinde canlı bir biçimde tasvir ediliyorlar.
 Müze koleksiyonunda sık sık bahsedilen ve yoğun ilgi gören bir diğer bölüm ise oyuncaklar ve maketler. Camekânlı bölmelerin içinde sergilenen ve uzun senelerin birikimi sonucu oluşturulmuş bu bölümde çeşit çeşit tren vagonları, teneke arabalar, lokomotif modelleri ve klasik arabaların hepsini bir arada görebilmeniz mümkün. Özellikle gemi ve uçak maketleri için özel olarak hazırlanmış bölüm meraklılarını bekliyor. 




 Müzeye ait olan Açık Hava Alanı’nda da tarihin belli dönemlerine ve o dönemlerde yaşayan özel kişilere hizmet etmiş, çeşit çeşit ve birbirinden gösterişli tren vagonları ile lokomotifler bulunuyor. Ayrıca burası özel amaçlı fotoğraf çekimleri için de kullanılmakta. Birbirinden değerli parçaları barındıran bölümde, dönemin etkisini taşıyan motifleri ve heybetli görünüşüyle görenlerin pür dikkat kesildiği bir araç da sergileniyor: Sultan Abdülaziz’in seyahatlerinde kullandığı Saltanat Vagonu. Yine uzun dönemler boyunca hizmet veren Kadıköy-Moda hattı tramvayı, Beşiktaş-Karaköy hattında kullanılan atlı tramvay, elektrikli tramvaylar, Tünel İçi Vagonu ile niceleri burada sizlere sunuluyor.
Koleksiyonunun büyük kısmı ulaşım araçlarından oluşturulmuş olan Açık Hava Alanı’nda havacılık ve denizcilik sektörü adına da eserler mevcut. Sergilenen bu eserler arasında Douglas DC-3 'Dakota' model uçak, askeri helikopterler, De Havilland Vampire savaş uçağı, Liman 2 Römorkörü, Boğaziçi Gezinti Kayığı’nı görebilirsiniz.



 Birbiri ardına sıralanmış ve durup dakikalarca seyredebileceğiniz, gerçekmiş gibi görünen dükkânlardan da bahsetmeden geçmek olmaz. Bunlar arasında doğal ilaç, bitki ve tıbbi malzemelerin bulunduğu Şifa Eczanesi; onlarca nostaljik saat türünün sergilendiği Dakik Saat; gemilerde kullanılan araçlarla oluşturulmuş Gemi Donatım Dükkânı; farklı dönemlere ait oyuncak türlerini barındıran Haliç Oyuncakçısı ve demir dövme işlemlerinin gerçekleştirildiği bir atölye bulunuyor. Ayrıca bu dükkânları dolaşırken size eşlik eden insan maketleri de anı canlı kılmanıza yardımcı oluyor.
 Akıl almaz derecede zengin çeşitliliğiyle pek çok ilgi alanına hitap eden eseri, yaratıcı tasarımlarla sunan Rahmi Koç Müzesi, günümüzün hızla akıp giden kent yaşamında geçmiş zamanların izini sürebileceğiniz bir nostalji durağıdır.

                                                     
İTALİK MİZANPAJ: 


Yazı ve Fotoğraf: Seda Şakiroğlu  
İTALİK Dergisi - 19. Sayı
#italik  #TicaretFotograf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder